Türk İslam bilginlerinin ve Batılı bilim insanlarının müzikle terapi konusundaki bakış açılarına yönelik bir konuşma yapınız

Türk İslam bilginlerinin ve Batılı bilim insanlarının müzikle terapi konusundaki bakış açılarına yönelik bir konuşma yapınız
Müzikle tedavi hakkında Türk-İslam bilginlerinin ve Batılı bilim insanlarının yaklaşımları nelerdir? Farabi, İbn Sina ve modern araştırmalardan kısa örneklerle müziğin şifa gücüne dair kısa bir konuşma metni.

Soru : Metinden yola çıkarak Türk İslam bilginlerinin ve Batılı bilim insanlarının müzikle terapi konusundaki bakış açılarına yönelik bir konuşma yapınız. Konuşmanızda metinden bulduğunuz örneklere yer verip bu örneklerden bir senteze ulaşmaya çalışınız.

Ödev cevabı kısaca : MÜZİK VE TERAPİ
Müzik, sadece bir sanat dalı değil; ruhu ve bedeni iyileştiren güçlü bir araçtır. Türk-İslam dünyasında Farabi, İbn Sina ve Er-Razi, müziğin insan psikolojisi ve sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini vurgulamış, çeşitli makamların hastalıklar üzerinde şifa verici etkileri olduğunu ifade etmişlerdir. Osmanlı döneminde Edirne Darüşşifası’nda müzikle tedavi uygulanmıştır.
Batı’da da bilim insanları müziğin etkisini araştırmıştır. Özellikle Dr. Clive Robbins ve McGill Üniversitesi’ndeki araştırmalar, müziğin dopamin salgılatıp mutluluk verdiğini ve terapiye yardımcı olduğunu göstermiştir.
Hem geçmişte hem günümüzde, müzik ruhun ilacıdır ve sağlıkla doğrudan ilişkilidir.

MÜZİK VE ŞİFA

Değerli arkadaşlar,

Bugün sizlere müziğin insan sağlığı üzerindeki etkisi ve hem Türk-İslam dünyasında hem de Batı’da bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler sunmak istiyorum.

Müzik sadece bir sanat değil, aynı zamanda ruhu ve bedeni iyileştiren güçlü bir terapi aracıdır. Bu anlayış, tarih boyunca pek çok bilgin tarafından dile getirilmiş ve uygulanmıştır. Türk-İslam medeniyetinde müzikle tedaviye özel bir önem verilmiştir. Örneğin Farabi, “Musiki’l-Kebir” adlı eserinde Türk müzik makamlarının insan ruhu üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde açıklamıştır. Rast makamının huzur verdiğini, Rehavi makamının sonsuzluk hissi sağladığını, Büzürk makamının korkuyu giderdiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde İbn Sina ve Zekeriya Er-Razi gibi büyük hekimler de müziğin hastalıkların tedavisindeki gücünü vurgulamışlardır.

Osmanlı döneminde de bu anlayış sürdürülmüş, Edirne Darüşşifası gibi yerlerde müzik terapisi aktif olarak uygulanmıştır. Hekimbaşılar, hastaların ruh hâllerine göre makamlar seçerek tedaviyi desteklemişlerdir.

Batı dünyasında ise bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar oldukça dikkat çekicidir. Örneğin Kanada’daki McGill Üniversitesi’ndeki araştırmalar, sevilen müziğin beynimizde dopamin salgıladığını ve mutluluk hissini artırdığını göstermiştir. New York Üniversitesi’nden Dr. Clive Robbins, otizmli ve engelli çocukların müzikle terapiye olumlu tepki verdiklerini ve bu sayede sosyal beceriler kazandıklarını ifade etmiştir. Ayrıca müzik, kan basıncını dengeleyip kalp atışlarını yavaşlatmak gibi fizyolojik etkiler de göstermektedir.

Sonuç olarak, hem kadim medeniyetlerin hekimleri hem de günümüz bilim insanları, müziğin insan üzerinde olumlu fiziksel ve ruhsal etkiler oluşturduğunda hemfikirdir. Müzik, evrensel bir şifa aracıdır. Bu nedenle müziği sadece eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda iyileştirici bir güç olarak görmeli ve hayatımıza bilinçli şekilde dahil etmeliyiz.

Teşekkür ederim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.