10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 76-97 Cevapları Meb Yayınları
1. Tema Ölçme ve Değerlendirme Soruları ve Cevapları
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 76-77 Cevapları | MEB Yayınları
Soru 1: Bitkilerin sulanması ile enerji dönüşümü arasında nasıl bir bağ vardır?
Cevap: Yağmur suyunun toplanarak sulamada kullanılması enerji tasarrufu sağlar. Bu sayede bitkiler fotosentez yaparak güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürür. Enerji dönüşümü devam eder ve yaşam için gerekli enerji akışı kesilmez.
Soru 2: Kuşlar böcekleri, tohumları ve meyveleri yediğinde hangi enerji dönüşümleri olur?
Cevap: Güneş ışığı → bitkilerde kimyasal enerjiye dönüşür. Kuşlar bu besinleri tükettiğinde kimyasal enerji, hareket enerjisine ve ısı enerjisine çevrilir.
Soru 3: Kuş yuvası ve yem kabı asılması ile enerji dönüşümü arasında nasıl bir ilişki vardır?
Cevap: Bu uygulama ekosistemde enerji döngüsünün sürekliliğini sağlar. Kuşlar tohumları yiyip farklı yerlere taşıyarak bitkilerin çoğalmasına yardımcı olur. Böylece hem enerji akışı sürer hem de doğada biyolojik çeşitlilik korunur.
Soru 4: Hangi proje dikkatinizi çekti?
Cevap: Yağmur suyu toplama sistemi ilgimi çekti. Çünkü hem su tasarrufu sağlar hem de okul bahçesindeki bitkilerin daha kolay sulanmasına yardımcı olur.
Soru 5: Bu konuya dair başka hangi projeler yapılabilir?
Cevap: Okulda atıkların geri dönüşümü, kompost üretimi, rüzgâr türbini kurulması ve enerji verimli aydınlatma sistemleri gibi projeler yapılabilir.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 78 Cevapları – MEB Yayınları
Soru 6: ATP, hücrede hangi yollarla üretilir?
➡️ ATP, hücrelerde hücresel solunum (glikoliz, Krebs döngüsü, ETS) süreçleriyle üretilir.
Soru 7: ADP, ATP’ye nasıl dönüşür?
➡️ ADP, enerji ve inorganik fosfat (Pi) eklenerek tekrar ATP’ye dönüştürülür.
Soru 8: ADP ve ATP arasındaki farklar nelerdir?
-
ATP (Adenozin Trifosfat): Üç fosfat grubuna sahiptir, yüksek enerji taşır.
-
ADP (Adenozin Difosfat): İki fosfat grubuna sahiptir, düşük enerji içerir.
-
ATP’den bir fosfat koparıldığında ADP + enerji ortaya çıkar.
-
ATP hücrenin ana enerji kaynağıdır, ADP ise yeniden ATP’ye dönüştürülebilir.
Soru 9: Verilen olaylardan hangileri gerçekleşirken ATP harcanır?
I. Sinirsel iletim
II. Protein sentezi
III. Fermantasyon
IV. Aktif hareket
➡️ Hepsi ATP harcar. Doğru cevap: E (I, II, III ve IV)
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 79-80 Cevapları – MEB Yayınları
10. Soru – ATP Molekülünün Yapısı
Soru: Aşağıdaki görselde ATP molekülünün yapısı verilmiştir. Buna göre görseldeki harflendirilmiş kısımlar ile ilgili açıklamalardan hangileri doğrudur?
Cevap: I, II, III ve V doğrudur; IV yanlıştır.
-
A kısmı adenin bazı,
-
B kısmı riboz şekeri,
-
A ve B glikozit bağı ile birbirine bağlıdır.
-
C kısmı fosfat gruplarıdır ve aralarındaki bağlar yüksek enerjili fosfat bağlarıdır.
IV. ifade yanlıştır çünkü fosfat bağları ester bağı değildir.
11. Soru – Fotosentezin Genel Aşamaları
Soru: Fotosentez reaksiyonlarının genel aşamalarını gösteren modelde numaralandırılmış boşlukları doldurunuz.
Cevap:
1 → H₂O
2 → Işık
3 → Granum
4 → O₂
5 → ATP
6 → NADPH
7 → NADP
8 → ADP
9 → CO₂
10 → Calvin Döngüsü
11 → C₆H₁₂O₆ (Glikoz)
12. Soru – Işığa Bağımlı Evre
Soru: Fotosentezin ışığa bağlı evresinde hangi ürünler üretilir?
Cevap: Işığa bağlı evrede su ve ışık enerjisi kullanılır, bunun sonucunda ATP ve NADPH sentezlenir, ayrıca oksijen açığa çıkarak atmosfere verilir.
13. Soru – Işıktan Bağımsız Evre
Soru: Işığa bağlı evrede üretilen ürünlerin ışık bağımsız evredeki kimyasal tepkimelere etkisi nedir?
Cevap: Işığa bağımsız evrede, ışığa bağlı evrede üretilen ATP ve NADPH kullanılır. Bu moleküller sayesinde karbondioksit organik besinlere (glikoz) dönüştürülür.
14. Soru – Işık Dalga Boyu ve Fotosentez
Soru: Işık dalga boyunun fotosentez hızına etkisini gösteren deneyde hangi grafik yanlıştır ve neden?
Cevap: III numaralı grafik yanlıştır. Çünkü yeşil ışık klorofil tarafından soğurulmaz, yansıtılır. Bu nedenle fotosentez hızı yeşil ışıkta en düşüktür.
15. Soru – Yeşil Işığın Etkisi
Soru: Yeşil ışığın fotosentez üzerindeki etkisi nedir?
Cevap: Yeşil ışık, klorofil tarafından verimli soğurulamaz ve büyük oranda yansıtılır. Bu yüzden yeşil ışık altında fotosentez hızı, kırmızı ve mavi ışığa göre daha düşük olur.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları - Sayfa 81-82 – Fotosentez Deneyi Soruları
16. Işıklı ortamdaki kapta kabarcık oluşumunun sebebi nedir?
Cevap: Işıklı ortamda Elodea bitkisi fotosentez yaparken suyun parçalanmasıyla oksijen gazı açığa çıkar. Bu oksijen test tüpünde kabarcık şeklinde görülür.
17. Işıklı ortamdaki test tüpünde biriken gazın adı nedir?
Cevap: Biriken gaz oksijen (O₂) gazıdır.
18. Tüpte biriken oksijen gazına kibrit alevi yaklaştırıldığında neden parlama görülmüştür?
Cevap: Çünkü oksijen yanmayı destekleyen bir gazdır. Bu nedenle kibrit alevi daha parlak ve güçlü yanmıştır.
19. Elodea bitkisinin ışık kaynağına yakınlığı ile kabarcık sayısı arasında nasıl bir ilişki vardır?
Cevap: Bitki ışık kaynağına yaklaştırıldıkça kabarcık sayısı artar. Çünkü ışık şiddeti arttıkça fotosentez hızı da artar ve daha çok oksijen açığa çıkar.
20. Işık kaynağı uzaklaştırıldığında bitkinin çıkardığı kabarcık sayısında ne olur?
Cevap: Azalır. Işık kaynağı uzaklaştıkça ışık şiddeti düşer, fotosentez yavaşlar ve üretilen oksijen miktarı azalır.
21. Kabarcık çıktığı sırada bitkide hangi ürünler oluşuyor olabilir?
Cevap: Fotosentez sırasında glikoz üretilir ve yan ürün olarak oksijen gazı açığa çıkar. Kabarcıkların çıkışı oksijen üretiminin göstergesidir.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 83 Cevapları - Enerji – Metabolizma İlişkisi
Soru 22: Işığın ulaşamadığı sıcak su ağızlarında çeşitli omurgasız hayvanlar yaşamını nasıl devam ettirir?
Cevap: Sıcak su ağızlarında yaşayan omurgasızlar, kemosentez yapan bakteriler sayesinde yaşamlarını sürdürür. Bu bakteriler, hidrojen sülfür gibi kimyasal maddelerden enerji üreterek besin üretir. Ürettikleri bu besinler de tüp solucanları, midyeler ve diğer omurgasız canlıların temel besin kaynağını oluşturur.
Soru 23: Kemosentez yapan canlıların azalması ya da yok olması derin deniz ekosistemini nasıl etkiler?
Cevap: Kemosentez yapan canlılar azalır veya yok olursa, derin deniz ekosistemi çöker. Çünkü bu canlılar besin zincirinin ilk halkasıdır. Onların yokluğu, tüp solucanları, midyeler gibi birçok canlının da yok olmasına sebep olur. Bu nedenle kemosentez yapan canlılar, derin deniz ekosisteminin devamlılığı için vazgeçilmezdir.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 84 Cevapları
24. Helmont’un deneyinin sonucunu yorumlayacak olsanız söğüt fidanının büyümesini nasıl açıklarsınız?
Cevap: Söğüt fidanı, büyümesini yalnızca sulamaya değil, esas olarak karbondioksit, su ve ışık kullanarak fotosentezle organik madde üretmesine borçludur. Bitki bu sayede kütlesini artırır ve gelişir.
25. Bilim tarihinde Helmont’un çalışmaları dışında fotosentezi açıklayan diğer çalışmalar nelerdir?
- Joseph Priestley: Bitkilerin havayı temizlediğini ve yanmayı destekleyen oksijen ürettiğini göstermiştir.
- Jan Ingenhousz: Fotosentezin yalnızca ışıkta ve yeşil kısımlarda gerçekleştiğini kanıtlamıştır.
- Robert Hill: Fotosentezde açığa çıkan oksijenin kaynağının su molekülleri olduğunu ortaya koymuştur.
- Melvin Calvin: Fotosentezin karanlık evresinde gerçekleşen karbon fiksasyonu basamaklarını (Calvin döngüsü) açıklamıştır.
26. Deneyin sonucunda karanlık ve aydınlık ortamlarda bırakılan bitkilerde ne tür değişimler olması beklenir?
Cevap: Aydınlık ortamdaki bitki enerji üretmeye devam eder, büyür ve gelişir. Karanlıkta bırakılan bitki ise fotosentez yapamayacağı için enerji yetersizliği yaşar, yaprakları solar ve büyümesi durur.
27. Fotosentezde sıcaklığın etkisini gözlemlemek için bir deney tasarlayacak olsaydınız yukarıdaki deney aşamalarından hangilerinde değişiklik yapardınız?
Cevap: Deneyde ışık ve su koşulları aynı bırakılır, ancak bitkiler farklı sıcaklıklarda tutulurdu. Örneğin bir bitki düşük sıcaklıkta, diğeri yüksek sıcaklıkta, bir diğeri de oda sıcaklığında yetiştirilirdi. Böylece sıcaklığın fotosentez hızına etkisi açıkça gözlenebilirdi.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 85 Cevapları
28. Çiftlikte yaşayan hayvanlar hangi beslenme şekillerine sahiptir?
Çiftlikte hem otçul (inek, koyun) hem de etçil (köpek) ve hepçil (tavuk, horoz) beslenme şekilleri vardır.
29. Beslenme şekilleri sindirim sistemlerinde nasıl farklılıklar oluşturmuş olabilir?
Otçulların bağırsakları uzun ve mideleri çok odacıklıdır. Etçillerin dişleri keskin ve bağırsakları daha kısadır. Kuşlarda diş olmadığı için kursak ve taşlık sindirimde önemli rol oynar.
30. Bu canlılardaki sindirim çeşitleri ve yapılarını sınıflandırmanız istense hangi ölçütleri kullanırdınız?
Beslenme türü (otçul, etçil, hepçil), mide yapısı (tek ya da çok odacıklı), dişlerin özellikleri ve besin öğütme organlarının (kursak, taşlık) varlığı ölçüt olarak kullanılabilir.
31. Canlıların sindirim çeşitleri ve yapılarını kullandığınız ölçütlere göre ayırıp nasıl gruplandırırsınız?
- Geviş getiren otçullar: İnek, koyun
- Etçiller: Köpek
- Hepçiller: Tavuk, horoz
- Taşlıkla sindirim yapanlar: Kuşlar
32. Çiftlikteki hayvanların sindirim çeşitleri ve yapılarını nasıl isimlendirirsiniz?
- Geviş getiren sindirim sistemi: İnek, koyun
- Etçil sindirim sistemi: Köpek
- Kursak ve taşlık sindirimi: Tavuk, horoz
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 86-87
33. Besinlerin enerjiye dönüşebilmesi için hangi aşamalardan geçmesi gerekir?
Cevap: Besinler enerjiye dönüşmeden önce sindirim sisteminde parçalanmalı, emilerek kana veya lenfe geçmeli ve hücrelere taşınmalıdır.
- Karbonhidratlar ağızda parçalanmaya başlar, ince bağırsakta tamamlanır.
- Proteinler midede sindirilmeye başlar, ince bağırsakta biter.
- Yağların sindirimi ise ince bağırsakta gerçekleşir.
Son olarak besinlerin monomerleri villuslardan geçerek vücut hücrelerine ulaşır.
34. Besinlerin küçük moleküllere ayrılması sindirim sisteminin hangi bölümlerinde olur?
Cevap: Besinler sindirim enzimlerinin etkisiyle parçalanır.
- Ağızda amilaz enzimi nişastayı parçalar.
- Midede pepsin enzimi proteinleri parçalar.
- İnce bağırsakta pankreastan gelen enzimlerle tüm besinler monomerlerine kadar ayrıştırılır.
35. Hangi villusta emilim daha fazla gerçekleşir?
Cevap: Normal villusta emilim çok daha fazladır. Çünkü villusların yüzey alanı geniştir, bu da besinlerin kana geçişini kolaylaştırır. Hasarlı villuslarda emilim yetersiz kalır.
36. Villuslarda kılcal damarlar ve lenf kılcalları neden birlikte bulunur?
Cevap: Besinlerin emilimini farklı yapılar sağlar.
- Şeker ve aminoasitler kılcal damarlara geçer.
- Yağ asitleri ve gliserol ise lenf kılcallarına alınır.
Bu sayede bütün besin çeşitleri vücuda kazandırılmış olur.
37. Hangi öğrencinin açıklaması yanlıştır?
Cevap: Ayşe’nin açıklaması yanlıştır. Çünkü tüm canlılar oksijenli solunum yapmaz. Oksijensiz solunum yapan canlılar ve fermantasyonla enerji üretenler de vardır. Bu süreçlerde de ATP sentezlenir.
38. Glikolizde kaç ATP üretilir?
Cevap: Glikoliz sırasında toplam 4 ATP üretilir fakat 2 ATP harcandığından dolayı net kazanç 2 ATP olur.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 88
39. Bema’nın tasarladığı modelde hatalı olan kısımlar nelerdir?
Cevap: Bema’nın modelinde birkaç önemli hata vardır:
- Glikoliz mitokondride gösterilmiştir, fakat gerçekte sitoplazmada gerçekleşir.
- CO₂ çıkışı glikoliz evresine eklenmiştir, bu yanlıştır çünkü CO₂ yalnızca piruvat oksidasyonu ve Krebs döngüsünde çıkar.
- ATP üretimi sadece ETS’de gösterilmiş, halbuki glikoliz ve Krebs döngüsünde de ATP üretilir.
40. Modeldeki hatalı veya eksik kısımlar nasıl düzeltilmelidir?
- Glikoliz → Sitoplazma olarak düzeltilmeli.
- Piruvat oksidasyonu → Krebs döngüsünden hemen önce mitokondride gösterilmeli.
- CO₂ çıkışı → Glikoliz yerine piruvat oksidasyonu ve Krebs döngüsüne yerleştirilmeli.
- ATP üretimi → Tüm evrelerde (Glikoliz, Krebs, ETS) ayrı ayrı belirtilmeli.
- NADH ve FADH₂ → Elektron taşıma zincirine girişi mutlaka eklenmeli.
41. Oksijenin görevini Bema’ya nasıl açıklardınız?
Cevap: Oksijen, solunum zincirinin ETS basamağında son elektron alıcısıdır. Elektronları üzerine alır ve hidrojen iyonlarıyla birleşerek su (H₂O) oluşturur. Bu sayede elektron akışı devam eder ve hücre enerji (ATP) üretmeye devam eder. Oksijen olmazsa ETS çalışmaz ve ATP üretimi durur.
42. Prokaryotlarda oksijenli solunum hangi kısımda gerçekleşir?
Cevap: Prokaryotlarda mitokondri bulunmadığı için, oksijenli solunumun tüm basamakları sitoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir. Bu nedenle modelde mitokondri yerine sitoplazma ve hücre zarı gösterilmelidir.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 89
43. Besinlerin hücresel solunumda farklı basamaklardan reaksiyona girmesinin sebebi nedir?
Besinlerin sindirim ürünleri (glikoz, amino asit, yağ asidi, gliserol) farklı karbon sayılarına sahiptir. Bu nedenle hücresel solunumun farklı basamaklarına farklı noktalardan katılırlar.
44. Farklı besin gruplarından enerji elde edilmesi sürecinde gözlenen farklılıklar nelerdir?
Amino asitlerin kullanılması sonucu amonyak (NH₃) açığa çıkar. Yağ asitleri, Asetil-CoA basamağından sürece katılırken; amino asitler karbon sayılarına göre farklı basamaklardan girebilir.
45. Hangi besinler solunumda benzer metabolik yolları kullanır?
Glikoz, amino asit, yağ asidi ve gliserol farklı basamaklardan sürece katılsa da, hepsi en sonunda Krebs döngüsüne girerek ATP üretimini sağlar.
46. Metindeki boşlukların doldurulmuş hali:
“Karbonhidratların sindirim ürünü olan glikoz, Glikoliz evresinden itibaren hücresel solunuma katılır. Yağ asitleri Asetil-CoA’ya dönüşerek Krebs döngüsüne girer. Gliserol ise glikolizin ara basamaklarından hücresel solunuma katılır. Proteinlerin sindirim ürünü olan amino asitlerin hücresel solunuma girebilmesi için önce yapılarına uygun amino grupları ayrılır. Daha sonra amino asitler, karbon sayısına göre Piruvat, Asetil-CoA veya Krebs döngüsünden solunuma girer. Bu katabolik reaksiyonlar sonucunda ATP elde edilir ve ısı açığa çıkar. Ayrıca CO₂ ve H₂O oluşur. Proteinlerin katabolizması sonucu farklı olarak NH₃ oluşur.”
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 90-91-92
47. 1. deney düzeneğinde maya hücreleri neden CO₂ üretememiştir?
Cevap: Çünkü ortamda glikoz bulunmamaktadır. Maya hücreleri etil alkol fermantasyonu için glikoza ihtiyaç duyar. Glikoz olmayınca fermantasyon gerçekleşmez ve CO₂ üretilemez.
48. 3. deney düzeneğinde 2. deney düzeneğine göre daha fazla CO₂ üretiminin sebebi nedir?
Cevap: 3. deney düzeneğinde daha fazla glikoz bulunduğu için fermantasyon süresince daha çok etil alkol ve CO₂ gazı üretilmiştir.
49. Sıcaklık daha düşük veya daha yüksek olsaydı CO₂ üretimi nasıl etkilenirdi?
Cevap: Fermantasyonun gerçekleşmesi için enzimlerin çalışması gerekir.
- Sıcaklık daha düşük olursa enzimlerin aktivitesi azalır, CO₂ üretimi de düşer.
- Sıcaklık daha yüksek olursa enzimler bozulur ve reaksiyon durur.
50. Etil alkol fermantasyonunu kısaca açıklayarak günlük hayatta kullanım alanlarına örnek veriniz.
Cevap: Glikoliz sonucu oluşan piruvat, enzimler sayesinde etil alkole ve CO₂’ye dönüşür. Bu olay maya hücrelerinde, bazı bakterilerde ve bitki tohumlarında görülür.
Günlük hayatta: ekmek yapımı, bira ve şarap üretimi gibi alanlarda kullanılır.
51. Deneydeki kontrol, bağımlı ve bağımsız değişkenler nelerdir?
- Kontrol değişkenleri: Sıcaklık, pH, süre, maya miktarı
- Bağımlı değişken: CO₂ miktarı
- Bağımsız değişken: Glikoz miktarı
52. Gebelik veya emzirme döneminde bir kadın sadece sebze, süt ve yoğurt tüketirse neden yetersiz beslenmiş olur?
Cevap: Çünkü bu besinler artan enerji ihtiyacını tek başına karşılayamaz. Kadının yumurta, kuru baklagiller, et, tavuk, balık ve tahıl ürünlerini de tüketmesi gerekir.
53. Gebe olmayan bir kadın ile gebelik/emzirme dönemindeki kadının enerji ihtiyacı neden farklıdır?
Cevap: Gebelikte annenin aldığı besinler plasenta yoluyla bebeğe geçer. Anne hem kendi ihtiyacını hem de bebeğin gelişimini karşılamak zorundadır. Emzirme döneminde ise süt üretimi için ek enerjiye ihtiyaç duyulur.
54. Gebelik döneminde annenin aldığı enerjinin kullanım alanları nelerdir?
- Kas faaliyetleri
- Biyosentez
- Sinirsel iletim
- Aktif taşıma
- Vücut ısısının korunması
- Organların sağlıklı çalışması
55. Gebelikte bebeğin anneden aldığı besinlerden elde ettiği enerji hangi olaylarda kullanılır?
- Yeni hücre ve organların oluşumu
- Sinirsel iletim
- Aktif taşıma
- Kas faaliyetleri
- Büyüme ve gelişme için biyosentez
56. Gebelik/emzirme döneminde annenin yetersiz beslenmesinin bebekteki etkisi nedir?
Cevap: Bebekte fiziksel ve zihinsel gelişim eksiklikleri görülebilir. Organ gelişimi tamamlanmazsa sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 93-94-95-96
57. Aşağıda öğrencilerin deney için hazırladıkları tablo verilmiştir. Tablodaki açıklamalarda eksik veya hatalar vardır. Eksik ve hataları belirleyerek düzeltmelerinizi uygun boşluklara yazınız.
Gözlem Yapma:
Eksiklik: Fotosentezin sadece ışığa bağlı olduğu yazılmıştır.
Düzeltilmiş Hali: Bitkiler ışık ve karbondioksit aldıklarında fotosentez yapar ve O₂ üretir.
Problem Belirleme:
Eksiklik: Soru yeterince açık değil.
Düzeltilmiş Hali: Işık yoğunluğu artarsa fotosentez sonucu üretilen O₂ miktarı nasıl değişir?
Veri Toplama:
Eksiklik: Işık yoğunluğunun etkisinden bahsedilmemiştir.
Düzeltilmiş Hali: Fotosentez sırasında bitkiler ışık ve CO₂ kullanarak O₂ üretir. Işık yoğunluğu bu süreci etkileyebilir.
Hipotez Kurma:
Eksiklik: Yanlış varsayım yapılmış.
Düzeltilmiş Hali: Eğer ışık yoğunluğu artarsa bitkinin ürettiği O₂ miktarı da artar.
Deney Tasarımı:
Eksiklik: Işık yoğunluğu değerleri belirtilmemiş.
Düzeltilmiş Hali:
- Bağımsız değişken: Farklı ışık yoğunluğu seviyeleri (düşük, orta, yüksek).
- Bağımlı değişken: Belirli sürede üretilen O₂ miktarı.
- Kontrol değişkenleri: Sıcaklık, sabit CO₂ miktarı, aynı tür/yaştaki bitkiler, aynı su miktarı.
58. Deneyin hipotezi oluşturulurken göz önünde bulundurulması gereken en önemli değişken nedir?
Cevap: En önemli değişken ışık yoğunluğudur. Çünkü fotosentezin hızını doğrudan etkileyen temel faktördür.
59. Deneyde kullanılan kontrol değişkenlerinden hangisinin fotosentez sürecini sabit tutması daha zor olur? Neden?
Cevap: Sıcaklık sabit tutulması en zor değişkendir. Çünkü çevresel koşullara bağlı olarak değişir ve laboratuvar ortamında sıcaklığı sürekli sabit tutmak oldukça güçtür.
60. Öğrenciler sonuçları değerlendirdiklerinde ışık yoğunluğunun arttığı durumda üretilen oksijen miktarının da arttığını gözlemlemiştir. Bu bulgular hipotezleriyle nasıl bir ilişki içindedir?
Cevap: Bulgular hipotezle çelişmektedir. Çünkü hipotezde ışık yoğunluğu arttıkça oksijen miktarının azalacağı öngörülmüştü. Ancak deney sonucunda tam tersi şekilde O₂ üretiminin arttığı görülmüştür.
61. Karbonhidratlardan enerji elde edilmesi süreci hakkında Pelin’e nasıl bir açıklama yapardınız? Bu süreçte hangi temel aşamalar yer alır?
Cevap: Karbonhidratlardan enerji elde edilmesi şu aşamalarda gerçekleşir:
- Glikoliz: Glikoz parçalanarak piruvata dönüşür ve ATP üretilir.
- Piruvat → Asetil-CoA dönüşümü: Piruvat mitokondride Asetil-CoA’ya çevrilir.
- Krebs Döngüsü: Asetil-CoA parçalanarak CO₂ çıkar ve enerji taşıyan moleküller oluşur.
- ETS (Elektron Taşıma Sistemi): Elektronların aktarımı ile yüksek miktarda ATP ve H₂O üretilir.
62. Yağlardan enerji elde edilmesi sürecinde hangi aşamalar yer alır? Bu süreci karbonhidratlardan enerji elde edilme süreci ile karşılaştırınız.
- Yağlar trigliseritlerden yağ asidi ve gliserole parçalanır.
- Gliserol glikolize girerek piruvata dönüşür.
- Yağ asitleri Asetil-CoA’ya çevrilir ve Krebs döngüsüne girer.
- Daha sonra ETS’de ATP üretilir.
Benzerlik: Her iki süreçte de Asetil-CoA oluşur, Krebs döngüsüne girilir ve ETS’de ATP üretilir.
Farklılık: Yağların parçalanması daha uzun sürer ancak daha fazla enerji sağlar.
63. Proteinlerden enerji elde edilmesi süreci ile karbonhidratlardan enerji elde edilmesi süreci arasındaki fark nedir?
- Proteinler parçalanarak amino asitlere ayrılır. Bu amino asitler piruvat, Asetil-CoA veya Krebs döngüsü bileşenlerine dönüşerek solunuma katılır.
- Karbonhidratlardan enerji daha hızlı elde edilir.
- Proteinler ise genellikle yedek enerji kaynağı olarak kullanılır.
64. Sporcu antrenmandan önce hangi besin türlerini tercih etmelidir? Neden?
Cevap: Sporcu antrenmandan önce karbonhidratları tercih etmelidir. Çünkü karbonhidratlar hızlı sindirilir, yüksek glisemik indeksleriyle kan şekerini dengeler ve kısa sürede enerji sağlar.
65. Sporcu egzersiz sırasında yeterli enerjiye sahip olmak için antrenmandan önce hangi besinleri, hangi miktarda tüketmelidir?
Cevap: Sporcu, antrenmandan 2-3 saat önce yaklaşık 150–200 kcal’lik karbonhidrat almalıdır. Tahıl ürünleri, ekmek, makarna ve meyve tüketmek uygundur. Ayrıca küçük miktarda protein de kas onarımı için faydalıdır.
66. Yağların sindirim süresi ve enerjisi göz önüne alındığında sporcunun antrenman sırasında hangi enerji kaynağına öncelik vermesi daha uygun olur?
Cevap: Antrenman sırasında öncelik karbonhidratlara verilmelidir. Çünkü karbonhidratlar hızlı sindirilir ve kısa sürede enerji sağlar. Yağlar ise daha uzun sürede sindirilir; bu nedenle antrenman sırasında yeterli ve hızlı enerji sağlayamaz.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları MEB Yayınları Sayfa 97
67. Mikroalglerin enerji kaynağı olarak kullanılmasının fosil yakıtlardan enerji üretimine göre ne gibi çevresel avantajları olabilir?
Mikroalgler karbondioksiti kullanarak biyokütle oluşturur, böylece sera gazı miktarını azaltır. Fosil yakıtların aksine çevreye zararlı atıklar bırakmaz ve ekosisteme daha az zarar verir.
68. Mikroalglerin biyokütle kaynağı olarak diğer bitkilerden daha verimli olmasının sebepleri nelerdir?
Mikroalgler çok hızlı çoğalır, küçük alanlarda yetişebilir ve su tüketimleri düşüktür. Ayrıca güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürme oranları yüksektir, bu da onları diğer bitkilere göre daha verimli kılar.
69. Mikroalglerin geniş ölçekli enerji üretiminde kullanılması fosil yakıtların kullanımını nasıl azaltabilir?
Mikroalglerden üretilen biyoyakıtlar enerji ihtiyacını karşılayabilir. Bu sayede fosil yakıt tüketimi azalır, çevre kirliliği ve sera gazı salınımı büyük ölçüde düşer.
70. Mikroalgler, çevresel sürdürülebilirlik açısından geleceğin enerji kaynaklarından biri olarak değerlendirilebilir mi? Neden?
Evet, çünkü mikroalgler yenilenebilir, tükenmeyen ve çevreye zarar vermeyen bir kaynaktır. Karbon emisyonunu azaltarak iklim değişikliğinin etkilerini hafifletir ve gelecekte temiz enerji üretiminde önemli bir seçenek olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.