11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 95 Cevapları
Hazırlık Soruları Cevapları
1) Millî kültür ve millî değer kavramlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Cevap: Millî kültür ve millî değerler, bir milleti millet yapan ruh, hafıza ve ortak bilinçtir. Bir toplumun yüzyıllar boyunca oluşturduğu inançlar, yaşayış biçimi, gelenekler, sanat ürünleri, törenler ve dil bu değerin temel taşlarıdır. Millî kültür, toplumun karakterini; millî değerler ise bu karakteri yaşatan ilkeleri ve duyguları temsil eder. Bu yüzden millî kültür, geçmişten geleceğe taşınan en güçlü bağdır.
2) “Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken / Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz”
Bu dizelerde “yazılmamış bir destan” ifadesiyle anlatılmak istenen sizce nedir?**
Cevap: “Yazılmamış bir destan” sözü, Anadolu’nun içinde barındırdığı tarih, kahramanlık, acı, mücadele ve kültürel zenginliğin o kadar büyük ve anlamlı olduğunu ifade eder ki; bunlar ne kadar anlatılsa bile tam olarak yazılmaya, tamamlanmaya yetmeyecek kadar geniş bir mirastır. Anadolu’nun her köyü, her dağı ve her insanı başlı başına bir destan değerindedir. Şair, Anadolu’nun büyüklüğünü anlatmak için “henüz yazıya bile sığmayacak kadar büyük bir hikâye” anlamını vurgulamaktadır.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 96–97 Cevapları
Sayfa 96 – Metin Ve Türle İlgili Açıklamalar
Bu sayfada doğrudan soru olmadığı için cevap gerekmemektedir.
Ancak metnin ana mesajı özetlenebilir:
- Millî Edebiyat Dönemi’nde sanatçılar Türkçülük düşüncesinden etkilenmiştir.
- Şairler Anadolu insanına ve Türk milletine yönelerek eserlerini sade Türkçe ile yazmışlardır.
- “Benim Ömrüm” şiiri, Öz Türkçecilik ve halkı anlatma amacıyla Millî Edebiyat’ın bütün özelliklerini taşır.
- “Yeni Lisan” hareketi dilde sadeleşmeyi savunmuş, Türkçenin öz kaynaklarına dönülmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Sayfa 97 – Metni Anlama ve Çözümleme Cevapları
1) Şiirde Millî Edebiyat anlayışını yansıtan kelime ve kelime gruplarını belirtiniz.
Cevap: Şiirde Millî Edebiyat anlayışını yansıtan kelime ve ifadeler şunlardır:
“Anadolu”, “Âşıklar diyarı”, “öz dilim”, “milletim”, “Türk”, “vatan”.
Bu kelimeler, millet sevgisini ve Türkçülük bilincini güçlendirmektedir.
2) Verilen mısralardan hareketle şairin Anadolu’ya bakışını yorumlayınız.
Cevap: Şair Anadolu’yu hem hüzünle yoğrulmuş hem de millet için kutsal bir toprak parçası olarak görür.
Anadolu şehirlerini dolaşması, halkın acılarını, yoksulluğunu ve fedakârlıklarını yakından tanımasına yol açmıştır.
Şair için Anadolu, uyanması gereken bir milletin sesi ve kalbidir.
3) Şiirde ahengi oluşturan unsurları tespit edip açıklayınız.
Cevap: Şiirde ahengi sağlayan unsurlar:
- Hece ölçüsü,
- Tam uyak ve redifler,
- Aynı eklerin tekrarı (“-dim / -dum”),
- Sözcük tekrarları (“Vatan, vatan!”),
- Ses benzerlikleri (aliterasyon).
Bu unsurlar şiire ritim, coşku ve güçlü bir vurgu kazandırmıştır.
4) “Hıçkırıklar işittim, gül ve bülbül bağlarından.” mısrasındaki edebî sanatı açıklayınız.
Cevap: Bu mısrada tezat (zıtlık) sanatından yararlanılmıştır.
Normalde güzelliğin sembolü olan “gül ve bülbül bağlarından” hıçkırık gelmesi, beklenmeyen bir zıtlık oluşturmaktadır.
5) Yeni Lisan makalesinin görüşlerine göre şiirin dilini değerlendiriniz.
Cevap: Şiirin dili, Yeni Lisan hareketinin savunduğu ilkelerle tamamen uyumludur:
- Sade, anlaşılır ve konuşma diline yakın bir Türkçe vardır.
- Arapça ve Farsça tamlamalar kullanılmamış, kelime yapısı öz Türkçe tercih edilmiştir.
- Yazar, dilde sadeleşme ve Türk milletine seslenme amacını başarıyla yansıtmıştır.
Karşı Pencereden – Benim Ömrüm & Tahattur Karşılaştırması
Mehmet Emin Yurdakul – Benim Ömrüm
- Dil sade, açık ve halkın konuştuğu Türkçedir.
- İçerik vatan sevgisi, millet bilinci, toplumsal duyarlılık üzerinedir.
- Ahenk ölçü, kafiye ve tekrarlarla sağlanmıştır.
- Şiir didaktik ve toplumsaldır.
Ahmet Haşim – Tahattur
- Dil sanatlı, kapalı ve semboliktir.
- İçerik bireysel duygular, hayaller ve hatıralar üzerine kuruludur.
- Ahenk daha çok musiki, imgeler ve sembollerle sağlanmıştır.
- Şiir lirik ve bireysel özellik taşır.
Sonuç (Yeni ifade):
Yurdakul’un şiiri milleti uyandırmayı,
Haşim’in şiiri ise ruhun derinliklerini anlatmayı hedefler.
Bu nedenle iki şiir hem dil hem amaç bakımından tamamen farklıdır.